Aktiviteler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aktiviteler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2010 Salı

Hafta Sonu..Gezmece..

6 Şubat 2010 Cumartesi
Baba 10 günden sonra bu sabah geldi. Kutluay’da bir mutluluk bir mutluluk. Evde şarkılar söylendi, danslar edildi. Sonrada uykuya dalındı. Biraz dışarı çıkalım, gezelim, görelim dedik. Yolumuz Etlik Antarese düştü. Kukla gösterileri varmış 17.00 den sonra, yetişemedik. Bir başka sefere muhakkak dedik. Çocuklar için bir sahne ayarlanmış müzik eşliğinde oyun kuruyorlar. Yaş ortalaması biraz büyük olmasına rağmen bizim oğlan hemen uyum sağladı. Ezilmesin diye çok uğraştık. Bizim ki kapı gıcırtısında bile oynar doğrulaması ile coştu.

Önceki haftadan öksürüğümüz çok az var. O da ara ara yokladı. Neyse atlattık.





18 Şubat 2010 Perşembe

Kutluay ile Baş Başa

30-31 Ocak
Mütemadiyen hareket halinde koskoca bir iki gün geçirdik. Unla oynadık, resim yaptık, pencereden dışarıyı seyrettik, Magiclanda gittik, kaçtık kovaladık, hamur yaptık. Daha neler neler. Buarada babayı özledik. Çok yorulduk çok.
Haydi resimler konuşsun dedik ama sonra farkettik ki çokta foto çekilmeye vakit bulamamışız.Neyse olduğu kadar...



Hatta toka taktık.Demek kızımız olsa böyle olurmuş dedik:)



26 Ocak 2010 Salı

Hafta sonu Karla uyandık….23 Ocak


Sabah kar yağışı ile uyandık. Oysa hafta sonu için ne kadar da çok planımız vardı. Saat 10.30 gibi Gymboree oyun grubuna katılacaktık. Öncelikli sabah karın yağışını seyrettik. Bir foto koymadan olmaz. Uzun uzun anlattı camdan gördüğü kuşları, yağan kar tanesini, nasıl yağdıklarını vs. İnmek istemedi camdan. Bizde seyrettik karı. Hiç bu kadar izlememiştim kar yağışını.

Bu kadar sözden sonra tanışmak lazım bu soğuk beyaz kütleyle. Hemen babaya sipariş verildi. İşte ne olduysa o anlarda oldu sanırım. Bir kap içerisinde en temizinden kar geldi. Bu arada Kutluay’ın aktarma sevdasından hiç bahsetmemiştim. Bir yerden biryere aktarılacak ne varsa verin o aktarsın. Canım bir kap daha verdim. Karı bir ordan aldı bir oraya koydu (daha doğrusu koymaya çalıştı). Buz eriyince dikkatimiz dağılır gibi oldu ama suyu daha çok sevdiğimiz için olay daha eğlenceli olmaya başlayınca elinden almak zorunda kaldım. Su çok soğuktu. Sanırım o arada bir parça da buzu ağzımıza götürmüşüz bile. Kendime çok kızdım. Yoğun öksürük ertesi gün başladı ama gecede hırıltısı devam etti.
Dışarısı soğuk bugünü evde geçirelim dedik ve Ekin ve Annesinin takı kutusu boyama aktivitesinden esinlendik. İkeadan ham ahşap çerçevelerimizin nezamandır renklenmesi gerekiyordu. Kollarımızı sıvadık. Boyama önlüğümüzde henüz yok. Okul Öncesi Etkinlik Dünyasından gördüğüm poşetten önlük çok işime yaradı. Hemen bir baş ve kollar için delikler kesildi ve Kutluay’a giydirildi.

Öncesi pek anlam veremedi hatta poşetten korktu, giyinmek istemedi. Sanırım beni poşete koyacaklar gibi hıssiyata vardı. Ama anlatınca anladı yada anlamış gibi yaptı. Hemen boyama aktivitesine girişildi. Zaten o saatten sonra ne giyildiğinin ne önemi vardı ki. Parmak, sünger bir de yumurta fırçasını da feda edip aşağıda Kutluay’ın odasına asılmak üzere güzel çerçeveler hazırlandı. İçlerine de ayak ve el baskılarını koymayı planlıyorum. Baba çerçeveleri vernikleyerek daha güzel görünmelerini sağlayacak.

Gerekli malzemeler;

Sünger

Parmak boyası

Boyanması gerekli eşya (ahşap çerçeve, kutu vs)

Poşet (Yeterli büyüklükte)

İstekli bir bebek ve annesi






Hastalık daha kendini göstermeden, akşamında sevgili Burcu’nun önerisiyle Armada Magiclanda gittik. Top havuzuna bayıldı. Bir koşturdu sormayın. Biraz daha büyümesi gerek ama kaydırağı çok sevdi. Çok renkli bir yer. Armadaya çok kez gitmeme rağmen burayı fark etmemiştim. İnsan çocuğu olunca bu tip mekanlara ilgisi gelişiyor.




























Pazar günü geceden hırıltısını fark etmiş ama tam da kestirememiştim bu denli hasta olacağını. Sabah iyiydi. Biraz dışarı çıkmak iyi gelir diye düşündük ve Küçük Tiyatroda şişman kral ile çirkin prensesi seyretmek üzere yola çıktık. Keyifsiz oğlum, oyunun başlamasıyla dışarı çıkmak istedi. Bizde apar topar hemen dışarı çıktık. Bunu hastalığın başlangıcına bağladım. Oysa diğer tiyatro deneyimleri ile bu üç olacaktı. Yerimizde biraz uzaktı sahneye, bu da sebep olabilir. Günümüzü evde geçirmeye karar verdik.
Beraber Annemin tarifi nefis pizza yaptık. Tarif üzerinde biraz pratik değişiklikler yaptım, tadında bir değişme yok. Binumum pizza malzemesi(mantar, domates, biber, sucuk, salam, sosis, kaşar vs. dışında asıl püf noktası hamur üzerine sürülen sos. Denemenizi öneririm nefis. Tarhana çorbası eşliğinde mideye götrüdük.
Sosu için;
Süt
Sıvı yağ
Un
Domates ve biber salçası
Kekik
Tuz
Hamur İçin;
Un
Maya
Su
Tuz



Dediğim gibi pratik değişiklikler; hamuru kendiniz yoğurmanız dışında dışarıdan alınan yuvarlak bazlama ekmeği ikiye kesilir. Üzerine yukarıdaki sos ve diğer malzemeler yerleştirilerek fırına verilir. Ekmeği ve sosu pişmiş olduğu içinde fazla pişirmek gerekmiyor. Üzeride pişince kaşar peyniri eklenir ve mideye götürülür. Çok kısa zamanda lezzetli pizza hazır.

Herkese Afiyet Olsun.

21 Ocak 2010 Perşembe

26 Kasım 2009 Armada


Yılın son günleri Armada Oyun Sokağı yılbaşı etkinliklerine gititk ve yılın tüm enerjisini burda attık. Baba bir yerde ben biryere oğluşumuzu tutabilene aşk olsun. Orası benim burası senin ele avuca sığmadı oğlum. Koştur atla puflara in ufak sandalyelere. Müziğe hiç dayanamayız. Ortamın en küçüğü ama yürüyüş burası benden sorulur edasıyla olunca ezilmesin diye mahfolduk. O pamuk prenses benim bu palyaço senin coştuk valla.

Döktük kurtlarımızı oh be. Böyle koşturmacalı birkaç saat sonrasında arabada uyuya kaldık, fosur fosur.














14 Ağustos 2009 Cuma

İlk BEÖ Aktivitemiz

Onlar hayatımıza giren birer mucize..
İlk aktivitemizi gerçekleştireceğim için işteyken bile onun düşünceleriyle mutlu oluyordum. Akşam oğlum acaba nasıl davranacaktı? İlgisini çekebilecekmiydim, kafamda bir sürü soru ile 19.00 sularında bebişimi bakıcısından alıp evimize gittik. Bu arada bakıcısından onu almaya gidipte beni kapıda gördüğünde yüzündeki mutluluk ifadesi, gülüşü, el ve kolları ile yaptı hareketler ve bana atılışı beni bitiriyor. İşten eve nasıl geldiğimi bilmiyorum, trafik canavarı olasım geliyor, ama kendimi tutuyorum tabiJ.Seni dört gözle bekleyen birisi var çok tuhaf bir duygu. İyiki hayatımızdasın oğluşum.
Oğlum 11 aylık ve beni bu günlerde daha hızlı olmak üzere sürekli şaşırtıyor ve hayretler içerisinde bırakıyor. Aslında her şeyi bilen ama yeni yeni bunları bana gösteriyor gibi geliyor bazen.
İlk aktivitemiz belki biraz geç oldu ama daha fazla gecikmeden başlamış olmaktan mutluyum. Malzemelerimiz şişe ve fasulye taneleri. Fasulye tanelerini şişede biriktirmece yapacaktık. Ben malzemeleri hazırlayarak Kutluay’ı önüne getirdim ama unutulmuş olan şey aktiviteyi kayda geçirmek için fotoğraf makinenin diğer odadan tedarik edilmesiydi. Beni şaşırtan olay işte tam o arada oldu fotoğraf makinesini almak için odadan çıkıp geri döndüğümde oğluşum birkaç fasulye tanesini şişeye atmıştı bile. Geldiğimde yüzüne baktım, oda bana bakarak gülücük attı “bak ne yaptım der gibiydi” bende alkışladım öyle olması gerekiyordu Montessoriye göre. Foto çekmek dışında hiç bir şey yapmam gerekmiyordu sanki. O zaten biliyordu yapması gerekenleri. Bu normalmiydi anlamadım 11 aylık oğlum için. Ama bu olay beni çok mutlu etti.

Bu arada taneleri atarken şişeye arada ben foto çekerken bana gülümsüyordu, yaptığı şeyin beni mutlu ettiğini fark etmişçesine. Çok sakin, ve kendinden emindi. Aktivitemizin sonuna doğru dikkatimiz dağıldı tabi arada fasulye tanelerini avuçlayarak bir seferde şişeye doldurmayı denedi. Diğer aktivitelerin akıbeti konusunda şimdiden heyecanlanmamak mümkün değil.
Bol aktiviteli günler diliyorum.